3 Ocak 2014 Cuma

Seçim Yasası ve Başkanlık Sistemi



Geçmiş dönemlerde ülkeleri padişahlar ve krallar yönetirlerdi. Şimdi ise ülkeleri siyasi parti liderleri yönetiyor. Bu sisteminde padişahlıktan ve krallıktan hiç bir farkı yoktur.

Seçim yasalarımız acilen değiştirilmeli ve seçilecek belediye başkanları ve millet vekilleri siyasi parti liderleri tarafından değil halk tarafından seçilmelidir.

Aslında bana gore millet vekili seçimi yanlış bir uygulamadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yer alan tüm vekiller geldikleri illerin belediye başkanlarından oluşturulmalıdır. Yada en az 2 dönem belediye başkanlığı yapamamış bir kişi millet vekili seçilmemelidir.

Siyasi parti liderlerinin belirlediği adaylar değil halkın belirlediği adaylar seçilmelidir. Böylece bir şehirde halkın en çok değer verdiği ve en çok güvendiği kişiler yönetimlerde yer almış olur.

Ayrıca yeni seçim sisteminde verilen oy geri alınabilmelidir. Çünkü bir lidere oy verdiğimizde eğer taahhütlerini yerine getirmiyorsa ve adaletten uzaklaşıyorsa kişiler verdikleri oyu geri alabilmelidirler. ( Verdiğimiz bir oyun ceremesini beş yıl çekmemeliyiz ) Böylece liderin aldığı oylar belirli bir seviyenin altına indiğinde o liderin başkanlığı veya millet vekilliği otomatikman düşmelidir.

Bu yüzden başkanlık sistemine geçilmeli ve tüm illerden en çok oyu alan kişi başbakan olmalıdır. Tüm şehirlerde partisel değil kişisel seçimler olmalı ve şehirlerde bireysel oyu en çok alan kişide o şehrin belediye başkanı veya millet vekili olup  şehrini hiç bir siyasi partinin buyruğu altında kalmadan temsil etmelidir ve yönetmelidir.

Böylece seçim yasası değiştiğinde her toplum kendi düşüncesini ve kendi iradesini Türkiye Büyük Millet Meclisine taşımış olacaktır.

Artık başkanlık sistemine karşı olan korkumuzu yenmeli ve bu sistemi ülkemiz adına geliştirmeliyiz. Başkanlık sistemindeki en büyük korkumuz güneydoğunun bölünme tehlikesidir. Çünkü başkanlık sistemi gelirse güneydoğudaki kürtler kendini yönetir diye endişe ediyoruz. Oysa bu endişemiz tamamen yersizdir. Çünkü zaten güneydoğudaki bir çok ilin belediye başkanları kürtlerden oluşmaktadır. Yani zaten güneydoğuyu kürtler yönetiyor ve böylede olmalı, çünkü batıda yaşayan birinin gidip orada belediye başkan adayı olup orayı yönetmek istemesi saçma bir istektir.

Bu nedenle her şehir kendi bölgesinde yaşayan idareciler tarafından yönetilmelidir.

Artık Türkiye Cumhuriyeti’ninde bir devlet politikası oluşturma vakti gelmiştir. Ülkenin kaderi siyasilerin elinde olmamalıdır. Her siyasi krizde ülke ekonomisi zarar görmemelidir, parti yada kişi siyaseti değil devlet politikası yapılmalıdır. Liderler değişsede ülkenin kaderi değişmemelidir.


Maksut Coşkun Dokunulmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder